29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda
bir Nemrud konserinde olmak aynı gün iki bayram kutlamak gibi oldu.
Konser öncesinde, grup
elemanlarından Mert Göçay ve Aycan Sarı’nın da yer aldığı Prog Türk sohbeti
Asia Minor grubundan Eril Tekeli’nin de aramıza katılmasıyla unutulmaz bir
geceye dönüştü. Eril Bey bizim bitmek tükenmek bilmeyen sorularımıza nezaketle
ve ayrıntılarıyla cevap verdiği gibi bizimle hem güzel anılarını hem de yeni
albüm çalışmalarını paylaştı. ‘Crossing The Line’ (1979) ve ‘Between Flesh And
Divine’ (1981) albümlerinden sonra yeni bir albümle dönecekleri müjdesini
verdi. Ayrıca, daha önceki albüm kayıtları sırasında aynı stüdyoda buludukları Alan
Parsons ile tanışmalarını, Parsons’un ses mühendisliği ile ilgili
anlattıklarını ve sanılanın aksine birlikte bir albüm yapmadıklarını, ancak,
albüm kayıtlarında yer alan parçaların sözsüz hallerinin dizi ve reklam müziği
kullanılmak üzere derlenerek piyasaya çıktığını ve üzerinde izinleri olmadan ‘Yapımcılığı
Alan Parsons’a aittir’ ibaresi yer aldığını anlattı.
Erli Tekeli ve Nemrud
elemanlarından Gitaresk’e katılma sözü aldığımz sohbete doyamayınca konser
öncesi Rock FM dj’lerinden Ozzy’nin hazırladığı progressive ağırlıklı listeyi
kaçırdık. Konser saatinden bir kaç dakika önce heyecanla salona girdik.
Nemrud’un Kadıköy Sahne’de
verdiği konser tam zamanında, gitar ve vokalde Mert Göçay, kalvyede Mert Topel,
davulda Mert Alkaya ve bas gitarda Aycan Sarı’nın sahnede yerlerini almasıyla
başladı. Konserin ilk parçası ‘Ritual’ albümünden ‘In My Mind’ oldu. Seyrettiğim
ilk canlı Nemrud parçası olan bu parçada grubun uyumu ve hakimiyeti beni
büyüledi. Ikinci parçaya geçmeden önce Mert Göçay, Cumhuriyet Bayramını kutladı
ve hız kesmeden ‘Journey Of The Shaman’ albümünü çalmaya başladılar. Nemrud
konserine hiç ara vermeden ‘Journey Of The Shaman’ albümünün tamamını çalarak
devam etti. Üç bölümlük parçanın her bölümüne grup elemanların uzun ve etkili
soloları serpiştirilmişti. Iki saat süren bu müzik ziyafeti ‘Ritual’ ile sona
erdi.
Bir progressive rock konseri
sadece grup için değil seyirci için de hem yorucu hem de beklenmedik olayları
beraberinde getiren bir yolculuktur. Nemrud konseri de bu kuralı bozmadı.
Konser boyunca, grup elemanları arasındaki uyum, soloların her birinin birer
ustalık örneği olması, parçaların özenli seçimi konserin bir ‘ritüel’ havasında
geçmesine sebep oldu. Sınırlı sayıda da olsa progressive rock dinleyicisi de
bence grubun enerjisini yükseltti.
Uzun zamandır dinleme fırsatı
beklediğim Nemrud’u sahnede kanlı canlı görmek, uzun zamandır özlemini çektiğim
konser ortamında yer almak ve bunların Bayram’a denk gelmesi gerçekten güzel
bir tesadüften öte, Türkiye’de özellikle progressive rock, genel olarak
kaliteli müzik için bir işaret olmalı. Yeni bir Nemrud konseri için hepimiz hazır
bekliyoruz.
Güzel yorumlarınız için teşekkürler! :)
YanıtlaSilHarika albümler için bütün müzikseverler adın ben teşekkür ederim. Sevgiler.
Sil